detaylı bilgi
0530 517 03 99

detaylı bilgi 0530 517 03 99 detaylı bilgi 0530 517 03 99 detaylı bilgi 0530 517 03 99
  • Giriş Yap
  • Hesap Oluştur

  • Rezervasyonlar
  • Hesabım
  • Şu kullanıcı olarak giriş yapıldı:

  • filler@godaddy.com


  • Rezervasyonlar
  • Hesabım
  • Oturumu kapat

  • Anasayfa
  • Çalışma Alanlarım
    • Bireysel Terapi
    • Online Terapi
    • EMDR Terapi
    • Çocuk ve Ergenlerde EMDR
    • Aile ve Çift Terapisi
    • Çocuk ve Ergen Terapisi
    • Tomatis Terapisi
    • Tomatis Infinite
    • Pass Türkçe Prep Metodu
    • Psikolojik Testler
    • Kurumsal Danışmanlık
  • Hakkımda
  • Sosyal Sorumluluk Proje
  • Blog
  • İletişim
  • KİTAP SİPARİŞİ
    • Oyunlarla Satranç
  • Daha fazlası
    • Anasayfa
    • Çalışma Alanlarım
      • Bireysel Terapi
      • Online Terapi
      • EMDR Terapi
      • Çocuk ve Ergenlerde EMDR
      • Aile ve Çift Terapisi
      • Çocuk ve Ergen Terapisi
      • Tomatis Terapisi
      • Tomatis Infinite
      • Pass Türkçe Prep Metodu
      • Psikolojik Testler
      • Kurumsal Danışmanlık
    • Hakkımda
    • Sosyal Sorumluluk Proje
    • Blog
    • İletişim
    • KİTAP SİPARİŞİ
      • Oyunlarla Satranç

detaylı bilgi
0530 517 03 99

detaylı bilgi 0530 517 03 99 detaylı bilgi 0530 517 03 99 detaylı bilgi 0530 517 03 99

Şu kullanıcı olarak giriş yapıldı:

filler@godaddy.com

  • Anasayfa
  • Çalışma Alanlarım
    • Bireysel Terapi
    • Online Terapi
    • EMDR Terapi
    • Çocuk ve Ergenlerde EMDR
    • Aile ve Çift Terapisi
    • Çocuk ve Ergen Terapisi
    • Tomatis Terapisi
    • Tomatis Infinite
    • Pass Türkçe Prep Metodu
    • Psikolojik Testler
    • Kurumsal Danışmanlık
  • Hakkımda
  • Sosyal Sorumluluk Proje
  • Blog
  • İletişim
  • KİTAP SİPARİŞİ
    • Oyunlarla Satranç

Hesap


  • Rezervasyonlar
  • Hesabım
  • Oturumu kapat


  • Giriş Yap
  • Rezervasyonlar
  • Hesabım

BİREYSEL TERAPİLER

BİREYSEL TERAPİLER

DEPRESYON

Depresyon Nedir?


Depresyon, sürekli üzüntü hali, ilgi kaybı ve günlük aktivitelerden keyif alamama gibi belirtilerle ortaya çıkan bir duygu durum bozukluğudur. Depresyon, bireyin düşüncelerini, duygularını ve davranışlarını olumsuz etkileyerek çeşitli fiziksel ve psikolojik sorunlara yol açabilmektedir. Depresyon belirtileri arasında sürekli olarak kendini yorgun hissetme, umutsuzluk hissi, uyku düzeninde bozukluklar, iştah kaybı veya artışı, odaklanma zorluğu, kendini değersiz hissetme ve intihar düşünceleri yer aldığı ifade edilebilmektedir. Depresyon, fiziksel belirtiler de gösterebilir, örneğin sürekli baş ağrıları, sindirim sorunları veya kronik ağrılar vs. Psikiyatrik  ve ruhsal değerlendirmelerle teşhis edilmektedir. Tedavi genellikle antidepresan ilaçlar ve psikoterapi kombinasyonuyla yapılır. Tedavi edilmezse, depresyonun bireyin yaşam kalitesini ciddi şekilde bozabileceği ve daha ağır psikolojik sorunlara yol açabileceği gözden kaçırılmamalıdır. 


Depresyon Belirtileri Nelerdir ?


Depresyon, farklı şekillerde ortaya çıkan ve bireyin hem duygusal hem de fiziksel sağlığını etkileyen bir durumdur. Depresyon belirtileri, şiddetine ve kişiye göre değişiklik gösterebilir. Depresyonun en sık gözlemlenen belirtileri aşağıdaki gibidir.


  • Sürekli üzüntü ve boşluk hissi: Birey, gün boyunca kendini mutsuz ve umutsuz hissedebilir.
  • Değersizlik ve suçluluk duygusu: Geçmişteki olaylardan dolayı kendini sürekli suçlama eğilimi.
  • Düşünme ve konsantrasyon sorunları: Karar vermede zorluk, dikkatin dağılması ve unutkanlık yaşanabilir.
  • Enerji eksikliği: Günlük basit görevler bile yorucu hale gelebilir.
  • Sinirlilik ve öfke patlamaları: Küçük konularda bile ani öfke ve hayal kırıklığı hissedilebilir.
  • İlgi kaybı: Hobi, spor veya cinsellik gibi aktivitelerden zevk alamama durumu.
  • İştahta değişiklikler: Aşırı yeme isteği veya iştahsızlık nedeniyle kilo değişiklikleri görülebilir.
  • Uyku bozuklukları: Uykusuzluk ya da aşırı uyuma gibi sorunlar sıklıkla yaşanır.
  • Fiziksel rahatsızlıklar: Nedeni açıklanamayan baş ağrıları, sırt ağrıları veya sindirim sorunları.
  • İntihar düşünceleri: Sık sık ölüm veya intihar düşünceleri ya da girişimleri.


Çocuklarda ve Gençlerde Depresyon Belirtileri


  • Çocuklarda üzüntü, sinirlilik, okula gitmeyi reddetme, aşırı bağlılık veya endişe gözlemlenebilir.
  • Gençlerde ise sinirlilik, kendini değersiz hissetme, okulda başarısızlık, madde kullanımı ve sosyal etkileşimden kaçınma gibi belirtiler öne çıkar.


İleri Yaşta Depresyon Belirtileri


  • Yaşlı bireylerde iştahsızlık, yorgunluk, hafıza problemleri, evde kalma isteği ve nedeni açıklanamayan fiziksel ağrılar görülebilir.
  • Depresyon belirtilerinin şiddeti arttıkça bireyin günlük yaşamı ciddi şekilde etkilenebilir. Bu belirtiler varsa bir uzmana başvurmak, tedavi sürecini hızlandırabilir.


Depresyon Türleri Nelerdir?


Depresyon türleri, kişide oluşma faktörüne bağlı olarak değişiklik gösterir.

 Depresyon türleri şu şekilde sıralanır:

1.Klinik depresyon (majör depresif bozukluk)

Majör depresyon ya da klinik depresyon, iki hafta süresince üzgün, keyifsiz ya da değersiz hissedildiği durumlarda ortaya çıkan ve uyku sorunlarına, iştah bozukluğu, aktivitelere ilgi kaybına neden olan depresyon türüdür.

 Bu depresyon türü en şiddetli türüdür ve en yaygın biçimlerden biridir.

2. Kalıcı depresif bozukluk (KDB)

Kalıcı ya da kronik depresif bozukluk, en az iki yıl süren hafif ya da orta dereceli depresyon türü olarak bilinir. Semptomları majör depresif bozukluktan daha az şiddetli olmaktadır.

3. Yıkıcı duygu durum düzenleyememe bozukluğu

Bu depresyon türü özellikle çocuklarda kronik, yoğun sinirlilik ve sık sık öfke patlamalarına neden olur. Bu depresyon belirtileri genellikle 10 yaşta sonra başlar.

4. Premenstrüel disforik bozukluk

Adet öncesinde oluşan bu depresyon türü, aşırı sinirlilik, anksiyete veya duygu durum semptomlarına neden olur. Bunun yanında adet öncesi sendromu (PMS) semptomları da eklenir. Bu belirtiler adetin başlamasından sonraki birkaç gün içinde iyileşir ve hayatı etkileyecek kadar şiddetli olabilmektedir.

5. Tıbbi duruma bağlı depresif bozukluk

Tıbbi durumlar vücutta depresyona neden olan değişiklikler yaratabilir.  Örnekler arasında hipotiroidizm, kalp hastalığı, Parkinson hastalığı ve kanser yer alır. Altta yatan durumu tedavi edebiliyorsanız depresyon da genellikle iyileşir.


Majör depresif bozukluğunun kendi içerisinde türleri de bulunur:


1. Mevsimsel depresyon

Sonbahar ve kış aylarında ortaya çıkan ve ilkbahar ve yaz aylarında kaybolan bir tür majör depresif bozukluk olarak tanımlanır. 

2. Doğum öncesi ve sonrası depresyon

Doğum öncesi depresyon, hamilelik esnasında ortaya çıkan depresyon türüdür. Doğum sonrası depresyon, doğumdan sonraki dört hafta içerisinde gelişir.

3. Atipik depresyon

Atipik depresyon, majör depresif bozukluk belirtileri gösterir. Tek fark, olumlu olaylara karşısında ruh halinde geçici bir iyileşme görülür. Diğer önemli belirtileri arasında iştah artışı ve reddedilme duyarlılığı yer almaktadır.

Bipolar bozukluğuna sahip olan kişiler manik veya hipomanik 

dönemlerin yanında depresyon dönemleri de yaşayabilir.



  • Hiçbir Şeyden Zevk Almıyorum Diyorsanız.
  • Son Zamanlarda Çok Sinirli Olduğunuzu Söylüyorlar Ya Da Öyle Hissediyor iseniz
  • Eşinize ve Çocuklarınıza Bağırıyor, Sonra Da Çok Pişman Oluyorsanız
  • Sürekli Yalnız Kalmak İstiyorsanız
  • İçimden Hiç Bir İş Yapmak Gelmiyor diyorsanız
  • Dikkat, Odaklanmada Problem Yaşıyorsanız
  • Ölsem De Kurtulsam Diye Sık Sık Düşünüyorsanız
  • Uyku Problemi Yaşıyorsanız 
  • Cinsel İsteğiniz Çok Azaldıysa
  • Sık Sık Baş ağrısı Çekiyorsanız 
  • Kendinizi Çok Değersiz Hissediyor, Yaşamak Size Yük Gibi Geliyorsa
  • Hiç Bir Şeyin Düzelmeyecek, Her Şey Daha Kötü Olacağını Düşünüyorsanız
  • İçiniz Çok Sıkılıyor ise


DEPRESYON KONUSUNDA DESTEK ALMANIZ GEREKİYOR OLABİLİR.

Depresyon mutlaka tedavi edilmesi gereken ve iyileşme oranı yüksek bir ruhsal sorundur. 




PANİK ATAK

Panik Atak Nedir?


Panik atak, ani olarak bir panik ya da korku hissinin etkisi altında kalınan bir anksiyete bozukluğudur. Hemen herkes belli zamanlarda endişe ve panik hissi yaşayabilir. Bu his gergin, stresli veya tehlikeli durumlara karşı verilen doğal bir tepkidir. Ancak panik atak bozukluğu yaşayan bir kişi için anksiyete, endişe, panik ve stres duyguları hem düzenli olarak, hem de genellikle belirgin bir sebep olmaksızın ortaya çıkar. Panik Bozukluğu ise panik atak ile ilişkili bir ruhsal rahatsızlıktır. Beklenmedik şekilde tekrarlayan panik atakları, bu atakların gerçekleşmesi beklentisinin ortaya çıkardığı bir kaygı, ve panik atak sırasında gerçekleşen semptomlardan dolayı ölme ya da zarar görme kaygısı nedeniyle hayatın doğal akışına uyum sağlamakta güçlük çekme şeklinde gözlemlenmektedir. 


Çocuklarda Panik Atak


Panik bozukluğu, ergenlerde ve gençlerde küçük çocuklarda da görülmektedir. Ancak panik atak ile başa çıkmak özellikle çocuklar ve gençler için zor bir deneyim olabilmektedir.

Şiddetli panik bozukluğu gelişim ve öğrenmelerini etkileyebilir. Panik atak belirtilerini gösteren çocuklar mutlaka uzman bir destek almalıdır.


Panik Atak Belirtileri Nelerdir?

  • Ani tuvalet ihtiyacı,
  • Ateş basması,
  • Baş dönmesi,
  • Baygın hissetme,
  • Boğulma hissi,
  • Dehşet hissi ya da ölme korkusu,
  • Genel Titreme,
  • Göğüs ağrısı,
  • Hızlı kalp atışı,
  • Kulaklarda çınlama,
  • Kuru ağız,
  • Mide bulantısı,
  • Nefes darlığı,
  • Parmaklarda karıncalanma,
  • Terleme,
  • Üşüme,
  • Uyuşma veya iğne batması hissi,
  • Vücuttan kopuk hissetmek.


PANİK ATAK KONUSUNDA DESTEK ALMANIZ GEREKİYOR OLABİLİR.

OBSESİF KOMPULSİF KİŞİLİK BOZUKLUĞU (OKB)

OKB Nedir?


OKB, obsesyon adı verilen takıntılı düşünce, fikir ve dürtüler ile kompulsiyon adı verilen yineleyici davranışlar ve zihinsel eylemlerden oluşan bir ruhsal hastalıktır.

 Obsesyon, Kişinin zihnine girmesine engel olamadığı, zihninden uzaklaştıramadığı düşünce, fikir ve dürtülerdir. Kişinin isteği dışında gelirler, kişi tarafından mantıkdışı olarak değerlendirilirler ve yoğun sıkıntı ve huzursuzluğa yani anksiyeteye neden olurlar.

Kompulsiyon,Obsesyonların neden olduğu yoğun sıkıntı ve huzursuzluğu azaltmak ya da ortadan kaldırmak üzere yapılan yineleyici davranış ve zihinsel eylemlerdir.

 

 Obsesif kompulsif bozukluğu (OKB) olan bazı kişiler ise çevresel stres faktörlerinden etkilenmektedir. Kişinin yaşadığı bazı çevresel faktörler ve ciddi hayat değişiklikleri semptomların kötüleşmesine neden olabilir. Bu faktörler şunları içerir:

  • Taciz
  • Yaşam durumundaki değişiklikler
  • Hastalık
  • Sevilen birinin kaybı
  • İş veya okulla ilgili değişiklikler veya sorunlar
  • İlişki kaygıları

OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUĞUN BELİRTİLERİ


  • Kirlenme korkusu
  • Düzenli ve simetrik olma
  • Kendisini veya sevdiklerinin zarar görmesine ait düşüncelere kapılma
  • Başkalarının dokunduğu nesnelere dokunamamak
  • Nesneler düzenli olmadığında strese girme
  • El sıkışmaktan rahatsızlık duyma
  • Sürekli el yıkama
  • Aşırı temizlik takıntısı
  • Mikroplardan korkma
  • Sürekli duş alma isteği
  • Sürekli bir şeyleri kontrol etme ihtiyacı duyma
  • Bir şeyleri sayma
  • Kilitlendiklerinden emin olmak için kapıları tekrar tekrar kontrol etme
  • Kapalı olduğundan emin olmak için ocağı tekrar tekrar kontrol etme
  • Belirli kalıplarda sayma
  • Bir duayı, kelimeyi veya ifadeyi içten içe tekrarlamak



KENDİNİZDE OKB OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORSANIZ NE YAPMALISINIZ?


Kişinin kendindeki bazı düşünce ve davranışların bir ruhsal hastalığın belirtileri olabileceğine karar vermesi çoğu kez güçtür. Okumuş olduğunuz bu bilgiler kısaca tanıtılmaya çalışılan OKB’nin sizde olabileceğinden şüpheleniyorsanız bir ruh sağlığı uzmanına başvurarak profesyonel yardım talep edebilirsiniz.

SOSYAL FOBİ

 SOSYAL FOBİ & SOSYAL KAYGI 


Bireyin başkaları tarafından yargılanabileceği/değerlendirilebileceği kaygısını taşıdığı toplumsal ortamlarda mahcup ya da rezil olacağı düşüncesi ve bu konuda belirgin ve sürekli korkusunun olduğu bir kaygı bozukluğudur. 


Sosyal Fobinin Belirtileri Nelerdir


Sosyal Fobide korkulan durumla karşılaşıldığında bedensel belirtiler ortaya çıkar. Bunlar yüz  kızarması, terleme, ağız kuruluğu, çarpıntı, nefes kesilmesi, nefes darlığı, mide barsak sisteminde rahatsızlık, diyare, kas gerginliği, titreme gibi. Bu sırada aklından geçen düşünceler “güçsüzüm, yetersizim, çirkinim, beğenilmiyorum, sevilmeye layık değilim, hata yapmamalıyım, mükemmel olmalıyım, kaygılı olduğumu belli etmemeliyim, rahat davranmalıyım, kusursuz görünmeliyim, herkesin beğenisini kazanmalıyım” şeklindedir. Bu düşünceler sonrasında oluşan kaçınma belirtileri ise korkulan ortama girmeme, korkulan ortamı terk etme, göz temasından kaçınma, ilgisiz şeyler düşünme şeklinde olabilmektedir.


Ne yapmalıyım? Her şeyden önce SOSYAL FOBİNİN bir hastalık olduğunun kabul edilip destek almanız yaşam kalitenizi arttıracaktır.  

BİPOLAR BOZUKLUK

 Bipolar bozukluk, kişinin ruh hali ve enerjisinin uçlarda dalgalanmasıyla karakterize edilen bir psikolojik rahatsızlıktır. Mani ve depresif dönemler arasında gidip gelme eğilimindedir. Kimyasal dengesizlikler, genetik faktörler ve tetikleyici unsurlar gibi çeşitli faktörlerin etkisi altında gelişebilir. Tanı koymak karmaşık olabilir ve ataklar gözlemlenmelidir. Tedavi genellikle ilaçlarla ve terapiyle yapılır. Hasta ve aile desteği tedavi sürecinde önemlidir. Atakları önlemek için düzenli ilaç kullanımı önemlidir ve hastanın ilaçları bırakma isteği dikkatle yönetilmelidir. 


BİPOLAR BOZUKLUK BELİRTİLERİ NELERDİR?

Bipolar bozukluğu bulunan kişilerde aşırı yüksek ruh halinden aşırı düşük ruh haline kayma söz konusudur. Manik belirtilerde enerjinin artması, çok mutlu ve neşeli olma, kendini önemli hissetme ve ajitasyon yer alırken, depresif belirtilerde ise enerji eksikliği, değersiz olduğunu düşünme, özgüven düşüklüğü ve intihar düşünceleri söz konusudur.


Manik belirtiler şunlardır:

  • Mutlu, neşeli ve coşkulu hissetme
  • Kendini önemli hissetme
  • Hızlı konuşma
  • Konsantrasyonda azalma ve dikkatin dağılması
  • Cinsel istekte artış
  • Riskli kararlar verme
  • Uyku ihtiyacında azalma
  • Çok para harcama
  • Yargılama kapasitesinde azalma
  • Düşünme ve konuşma içeriğinde artış
  • Tahrik edici, uygun olmayan davranışlarda artış
  • Alkol ve madde kullanımında artış

KAYIP VE YAS TERAPİSİ

 Kayıp ve Yas Nedir?


Kayıp denince insanın aklına ilk olarak sevdiği birinin ölmesi gelse de, ayrılıklar, boşanmalar ve kişinin varolan bir rolünü veya becerisini yitirdiği işten atılma, emekli olma, yaşlanma ve hastalanma gibi durumlar da kayıptır. 

Kayıp sonrasında kişinin yoğun duygular yaşadığı döneme ise yas dönemi denir. 


Kayıp ve Yas Süreci Aşamaları

  • Hissizlik: Kayıp ve yas döneminde yaşanılan ilk evre hissizleşmedir. Bu evrede kişi sevdiği bir kişinin ölüm haberini yeni almıştır ya da sevdiği birisiyle yeni ayrılmıştır. Yaşanılan durumun ne olduğunu kavramakta zorlanır bu yüzden de bir tepki göstermez, hissizleşir.
  • İnkar: Kişiler sevdikleri kişinin ölümünü veya sevdikleri kişiyle ayrıldıklarını kabullenmekte zorlanır ve inkar etmeye başlar. Ölen kişi hala yaşıyormuş gibi davranabilir veya çevrelerine sevgilileriyle hala birlikte olduklarını söyleyebilirler.
  • Öfke: Kişiler sevilen kişinin kaybı esnasında bir şey yapamadıkları için kendilerine öfke duyarlar. Hatta bazen ölen veya giden kişiye “neden beni bıraktın” şeklinde öfke duyabilirler.
  • Çaresizlik: Kişi ölen veya giden kişinin ardından yapabileceği bir şey olmadığı için çaresiz hisseder.
  • Kabulleniş: Bu evrede kişiler artık sevdiklerinin ölümünü veya ayrılığı kabullenirler ve bu kayıpların ardından nasıl bir yol çizeceklerini belirlemeye başlarlar.


Kayıp ve Yas Sürecinin Belirtileri

Kayıp ve yas süreci, her insanda farklı yaşanan bir süreçtir, kişiseldir. Her insanın yas sürecinde olduğunu gösteren belirtiler farklı olabilir. Ancak bu kayıp ve yas süreci yaşayan kişilerde görülen bazı ortak belirtiler de vardır. Bu belirtiler fiziksel, duygusal, bilişsel, davranışsal olarak ayırılabilir.

  • Fiziksel Belirtiler: Kişiler yas sürecinde nefes alamamaktan, sürekli yorgun hissetmekten şikayet edebilir. İştah azalması ya da üzüntüyü yemekle bastırmak için iştah artması da yaşayabilirler.
  • Duygusal Belirtiler: Mutsuzluk, üzüntü, çaresizlik, suçluluk, umutsuzluk ve öfke gibi duygusal belirtiler yas sürecinde sıklıkla görülür.
  • Bilişsel Belirtiler: Dikkat dağınıklığı, unutkanlık, odaklanamama, olumsuz ve kötü düşünceler
  • Davranışsal Belirtiler: Yas sürecindeki bazı kişiler yaşadıkları acılar dolayısıyla çevrelerinden uzaklaşırlar. Bazen de kaybedilen kişinin yokluğuna alışamadıkları için onları hatırlatan her şeyden kaçmaya çalışırlar.

 

Travmatik Yas Tedavisi

 

Travmatik yaş olayları sonrasında tedavi süreci, kişinin ihtiyaçlarına ve deneyimlediği travmanın ciddiyetine bağlı olarak farklılık gösterebilir. Aşağıda, travmatik yaş tedavisinde yaygın olarak kullanılan bazı yöntemler ve tedavi seçenekleri verilmiştir:


  • Psikoterapi: Travma sonrası psikoterapi, travmanın etkileriyle başa çıkmak ve iyileşmek için kullanılan etkili bir yöntemdir. Bilişsel davranışçı terapi (CBT), göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işleme (EMDR), duygusal özgürleşme tekniği (EFT) gibi farklı psikoterapi yöntemleri, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) semptomlarının hafifletilmesine yardımcı olabilir.
  • İlaç tedavisi: Bazı durumlarda, travmatik yaş olaylarından kaynaklanan semptomları hafifletmek için ilaç tedavisi kullanılabilir. Antidepresanlar, anksiyolitikler veya uyku düzenleyiciler gibi ilaçlar, travma sonrası semptomları azaltmak ve ruh hali düzenlemesine yardımcı olabilir.
  • Destek grupları: Travma yaşayan bireylerin, benzer deneyimler yaşayan diğer insanlarla bağlantı kurabilecekleri destek gruplarına katılmaları faydalı olabilir. Destek grupları, duygusal destek sağlar, deneyimlerin paylaşılmasına ve toplumsal destek ağının oluşturulmasına yardımcı olur.
  • Kendine bakım: Travmatik bir yaş olayından sonra, kendine bakım büyük önem taşır. Düzenli uyku, sağlıklı beslenme, egzersiz, stres yönetimi ve gevşeme teknikleri gibi sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıkları, travmanın etkileriyle başa çıkmaya yardımcı olabilir.
  • Profesyonel yardım: Travmatik bir yaş olayı sonrasında, profesyonel bir sağlık uzmanı veya psikologdan yardım almak önemlidir. Uzmanlar, bireyin ihtiyaçlarına göre tedavi planı oluşturabilir ve iyileşme sürecinde rehberlik edebilir.


Travmatik yaş tedavisi, her birey için farklı olabilir ve sürecin uzun sürebileceği unutulmamalıdır. Destek, anlayış ve zamanla, travma sonrası iyileşme mümkündür. Uzmana danışmak, kişinin travmayla başa çıkmasına ve yaşam kalitesini iyileştirmesine yardımcı olabilir.


SINAV KAYGISI

 Sınav Kaygısı Nedir?

Sınav kaygısı; öncesinde öğrenilen bilginin sınav sırasında etkili bir biçimde kullanılmasına engel olan ve başarının düşmesine yol açan yoğun kaygı olarak tanımlanır.


Sınav kaygısı neyle ilişkilidir? 

Bireyin sınava yüklediği anlamlar, sınavla ilgili zihinde oluşturulan imaj, sınav sonrası duruma ilişkin atıflar ve sınav sonrası elde edilecek kazanımlara verilen önem sınav kaygısı oluşumu üzerinde etkilidir.


Sınav kaygısının belirtileri nelerdir?

Huzursuzluk, endişe, tedirginlik, sıkıntı, başarısızlık korkusu, çalışmaya isteksizlik, mide bulantısı, taşikardi, titreme, ağız kuruluğu, iç sıkıntısı, terleme, uyku düzeninde bozukluklar, karın ağrıları vs. bedensel yakınmalar, dikkat ve konsantrasyonda bozulma, kendine güvende azalma, yetersiz ve değersiz görme sık görülen belirtilerdir.  


Sınav kaygısı yaşandığı nasıl anlaşılır?

Öğrencinin başarısında belirgin bir düşüş gözlenir. Ders çalışmayı erteleme, sınav ve hazırlığı hakkında konuşmayı reddetme vardır. Soru sorulmasından rahatsız olurlar. Dikkat dağınıklığı, odaklanamama, Fiziksel yakınmalarda dikkat çeken bir artış (karın ağrısı, mide bulantısı, terleme, uyku düzensizliği, iştahsızlık ya da tersine aşırı yeme, genel mutsuz bir ruh hali vb.), çok çalışılmasına karşın performans düşüklüğü kaygının varlığını gösterir. 

Bilgi Almak İçin

Bize mesaj atın!

Bu site, reCAPTCHA ile korunur; Google Gizlilik Politikası ve Hizmet Koşulları geçerlidir.

Bize WhatsApp Üzerinden Ulaşın

Uzman Psikoterapist Bilal Aktürk

Kadirli/Kozan/Ceyhan/Andırın/Osmaniye/Kahramanmaraş/Adana

0530 517 03 99

   Bu sitenin veya herhangi bir parçasının kopyalanması, satılması veya ticari bir amaç için istismar edilmesi yasaktır. İnternet sitesinde yer alan her türlü içerik; resim, açıklama ve haber vb. sadece tanıtım ve bilgi verme amaçlıdır.  Burada yer alan bilgiler sadece toplumsal bir fayda yaratmak ve eğitim amaçlı olup, hiçbir kişisel ticari amaç güdülmemektedir. Kullanıcı, internet sitesindeki bilgileri referans alarak bir işlem yapmak niyetinde olduğunda kendi yükümlülüğünü kabul eder. İnternet sitesinde yayınlanan bilgilerin doğruluğu ya da güncelliği konusunda hiçbir garanti ya da taahhüt verilmemektedir. Kullanıcı, bu bilgilere dayanarak yapabileceği işlemler bakımından www. bilalakturk.com dan herhangi bir sorumluluğu olmadığını kabul eder.

Telif Hakkı © 2024 bilalakturk - Tüm Hakları Saklıdır.

  • Bireysel Terapi
  • Online Terapi
  • EMDR Terapi
  • Çocuk ve Ergenlerde EMDR
  • Aile ve Çift Terapisi
  • Çocuk ve Ergen Terapisi
  • Tomatis Terapisi
  • Tomatis Infinite
  • Pass Türkçe Prep Metodu
  • Psikolojik Testler
  • Kurumsal Danışmanlık
  • Hakkımda
  • Sosyal Sorumluluk Proje
  • İletişim

Destekli

Bu web sitesinde çerez kullanılır.

Web sitesi trafiğini analiz etmek ve web sitesi deneyiminizi optimize etmek amacıyla çerezler kullanıyoruz. Çerez kullanımımızı kabul ettiğinizde, verileriniz tüm diğer kullanıcı verileriyle birlikte derlenir.

Kabul Et